Lot 179
ŞEVKET DAĞ
1876 - 1944
Bizans’ın görkemli geçmişine ve Osmanlı’nın tarihsel kimliğine mimari bir ünite olarak bir başyapıt vurgusuyla işaret eden Ayasofya Cami’nin içi, kendisini mekanların sessizliğine adamış Şevket Dağ için olağanüstü bir güzellik sunuyor. Bir ibadet mekanının taşıdığı eşsiz havayı, resimlerinin ana konusu olarak gören bu büyük usta, bir parçası olduğu medeniyetin duvarlarını, tarihi dokusunu her bir resminde inceden inciye örüyor, araştırıyor. Taşıyıcı kolonların ibadet edenleri yuttuğu bu eşsiz mekan düzenlemesinde sanatçı ilk kez yaşadığı dönemden gerçek bir kişiliğe yer veriyor. Elinde tespihi, kaftanı ve sakalı ile kendisini tipik bir doğulu olarak resimlerinin ana kahramanı olarak gösteren Osman Hamdi, işte tam karşımızda! Bu gerçek bir karşılaşma anı değil şüphesiz. Şevket Dağ, kendisi gibi tüm yaşamını Osmanlı’nın kültürel ve tarihsel kimliğine adamış büyük bir ustaya saygısını göstermek üzere onu gerçek bir mekanın içerisine yerleştiriyor. Ne de olsa mekanda dolanan fısıltılar, duvarlara yansıyan ilahiler, mekanı var eden her türlü etnografik öğe meslektaşının da büyük bir zevk ve aşkla duyumsadığı ve boyadığı özellikler.