KATALOG NOTLARI
Eski Kemal Erhan Koleksiyonu.
Resim yüzeyine zarafetle işlenen renkler, ışığın atmosfer oyunlarıyla bir doğa kesitini yaladığı zümrüt gibi bir resim. Çallı Kuşağı olarak da anılan 1914 Kuşağı içerisinde doğanın nimetleri ile içsel bir bağ kuran en güçlü ressam muhtemelen Nazmi Ziya. O, Paris’te öğrendikleri kuralları profesyonel bir gösteri gibi uygulayan meslektaşlarından farklı olarak resmi bitirilmesi gereken bir ödev olarak görmüyor. Fırçayı yüzeye dokundurmayı, rengin ışık oyunlarına gebe bir pınar gibi akmasını, gölgelerin birer nota gibi inlemesini arzuluyor her resminde. Resmi ile sevişen, düşüncesi ve eylemini elinin altındaki yüzeyde mükemmel bir anda buluşturan nadir ressamlardan birinin gerçekten de mücevher gibi bir resmi ile karşı karşıyayız.
NAZMİ ZİYA
Nazmi Ziya ilk özel dersini Hoca Ali Rıza’dan aldı. 1902’de Sanay-i Nefise’ye giren Nazmi Ziya, Valery, Warnia ve Oskan Efendi’den dersler aldı. Mezun olduktan sonra Fransa’ya gitti. Bir süre Academia Julien’de Marcel Bachet ve Royer’in hocalık ettiği atölyeye devam etti. 1908-1918 yılları arasında, Paris’te Cormon Atölyesinde çalıştı. Paris’te büyük resim çalkantılarının yaşandığı bu dönemde sanatçı bir önceki akıma, daha açık bir deyişle empresyonizme sadık kaldı. Gerek Paris’te, gerek yurda dönüşünde İstanbul’da gerçekleştirdiği resimlerle bu ekolün Türkiye’deki en önemli temsilcilerinden biri oldu. Nazmi Ziya 19. yüzyılın son çeyreğine çekicilik ve gizem kazandıran bir kuşağın, Fransız izlenimcilerinin macerasını, bütün söylemlerini benimseyerek yaşamın amacı ve anlamı haline getirdi. İzlenimcilere özgü bir yaşam biçimini benimseyerek doğaya onlar gibi yaklaşmak istedi. Ama araştırıcı olmanın gerekliliğine de inanırdı. Bazen her şey, deniz, dağlar, bulutlar, toprak, yani mavi, mor, yeşil, sarı, yakıcı güneş altında eriyip silinmiş gibi gösterilirken, bazı küçük boyutlu çalışmalarında her şey asıl rengiyel pırıl pırıl ortaya çıkardı. Nazmi Ziya, manzara türüne olan büyük eğiliminin yanı sıra, konulu düzenlemeler yapmaya da çalıştı ve bunların halkın daha rahat anlayacağı biçimde olmasına önem verdi.