KATALOG NOTLARI
Eski Ferit Edgü Koleksiyonu.
Portakal Sanat ve Kültür Evi “Fikret Mualla Resim Müzayedesi” 2 Ekim 1991 Müzayede Kat.No: 34’te yer almıştır.
Görünüş dünyasını oluşturan tüm canlıların, nesnelerin, bedenlerin kendisi ile konuştuğunu düşünüyor Fikret Mualla. Küçük ayrıntılar, insanların bedenlerinden yansıyan ifadeler, bar-bistro ve cafelerde bir araya gelen küçük topluluklar, sokakta karşılaştığı küçük kızlar... Açıkçası yaşadığı zaman dilimi içerisinde karşılaştığı her şeyle senli benli bir yakınlaşması var Mualla’nın. Kanlı canlı bir dünyanın içine sinen tüm güzelliklerle ilgileniyor. Her şeye yakın olmak, ressam olarak her şeyin tadına bakmak istiyor. Gören bir göz olarak konularını kendi yaşantısından çekip alıyor. Bu çıplak figür belki de gerçekten karşısında boylu boyunca oturmasa bile hatıralarından çekip aldığı bir gövdeyle ilişkilenerek beliriveriyor. Masmavi bir gökyüzünün taçlandırdığı bir odada sadece bir nüye dikkatini veriyor Mualla. Onda resim yapmanın hazzını yaşıyor.
FİKRET MUALLÂ
Saint Joseph ve Galatasaray Lisesi’nden sonra mühendislik okumak üzere İsviçre’ye gönderildi. Mühendislikten daha çok resmin ilgisini çektiğini farkederek Münih Güzel Sanatlar kademisi’nde afiş ve desinatörlük, ardından Berlin Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim eğitimi aldı. 1930’ların sonunda gittiği Paris ve Güney Fransa’da hayatının sonuna kadar kaldı. Fransa’da son “bôhème” olarak adlandırılan ve hayatının bir bölümünü akıl hastanelerinde geçiren sanatçı ardında çok sayıda desen, guaj, suluboya ve az sayıda yağlıboya tablo bıraktı. Ölümünden sonra resimlerinden bir bölümü devlet tarafından satın alınarak, Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde bir Fikret Muallâ Salonu oluşturuldu. Trajik yaşamı ve bunalımlarıyla, resmin özgün yapısıyla çağdaş resim sanatımızın kapılarını Batı dünyasına açmayı başaran ve Batılı kaynaklarda kendi adından söz ettirebilen ilk Türk sanatçısı oldu.