KATALOG NOTLARI
KARAGÖZ VE HACİVAT
Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına hayali ya da hayalbaz denir.
Rivayete göre Karagöz ve Hacivat, Orhan Gazi devrinde yaşamış cami yapımında çalışan iki işçiydi. Kendileri çalışmadığı gibi, diğer işçilerin de çalışmasını engellerlerdi. Orhan Gazi’nin “Camii vaktinde bitmezse kelleni alırım” dediği camii mimarı, camiinin vaktinde bitmemesi üzerine Karagöz ve Hacivat’ı şikayet etti. Bu ikili başları kesilerek idam edildi. Karagöz ve Hacivat’ı çok seven, ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlattı. Bu sayede Karagöz ve Hacivat tüm halk tarafından tanındı.
İlk başlarda 28 farklı oyundan oluşan Karagöz Hacivat oyunları zamanla çoğaldı. Ramazan ayında Kadir Gecesi haricinde her akşam bir oyun oynanırdı. Farklı yörelere ait insanlar, Zenne, Karagöz’ün karısı ve benzer insanlar oyunda yer alırdı. Piri, Şeyh Küşteri olarak bilinir. Oyunun oynandığı perdeye Küşteri Meydanı da denilirdi. Oyun, Mukaddime (giriş), Muhavere (atışma), Fasıl (oyunun sergilendiği bölüm), Bitiş (yapılan hatalar için özürdilenen, bir sonraki oyun hakkında bilgi verilen bölüm) olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır.
Oyundaki ünlü diğer tiplemeler; Zenne, Hikmet Ağa, Tuzsuz Deli Bekir, Arap, Frenk, Zeybek, Tiryaki, Çelebi ve Arnavut’tur.
KARAGÖZ TİPLEMESİ
Oyunun başrol oyuncusudur. Okumamış bir halk adamıdır. Hacivat’ın kullandığı yabancı kelimeleri anlamaz, ya da anlamaz görünüp yanlış anlamlar yükler. Böylece ortaya çeşitli nükteler çıkar. Karagöz, her işe karışan bir kişiliktir. Sokakta olmadığı zamanlar, evinin penceresinden sarkarak, seslenerek dışarda olanlara müdahale eder. Mahalledeki herkesi tanır. Gün boyu insanlara dertlerini anlatır. Düşündüğünü çekinmeden söyler. Bu sebepten herkesle kavga eder ama bir yolunu bulup kendini kurtarır. Karısı ile başı herzaman derttedir. Cesur ve gözü pektir. Çoğu zaman işsiz ve geçim derdinde olsa da eli açıktır. Hacivat’ın bulduğu işlere girip, çalışır. Giymine kırmızı renk hakimdir. Başında “ışkırlak” denilen bir şapka, dizinde mor dizlik, belinde tütün kesesi bulunur. Bir kolu oynaktır. Güldürücü vasıtadır. Türkçeyi bozarak veya kendi şivesine göre konuşanlarla alay ederek söylediklerinin anlamamazlıktan gelir. Türkçe dil kuralları ile yabancı kelimeler kullanan Hacivat ile de bu konuda alay eder. Diğer tiplemelerin sözlerine kafiyeli cevaplar verir.
HACİVAT TİPLEMESİ
Hacivat’ın asıl adının Hacı İvaz olduğu söylenir. Karagöz’ün zıt karakteridir. Hacivat karakteri düzeni temsil eder. Kişisel çıkarlarını herzaman ön planda tutar. Yabancı sözcüklerle, özellikle Arapça ve Farsça kelimelerle konuşmayı sever. Ağırbaşlıdır. Oyuna gelen herkesi tanır; onların işlerine aracılık eder. Aracılık ve komisyonculuk yapar. Dükkanları, hamamları kiraya verir. Çevresi çok geniştir. Her türlü iş için kendisine müracaat edilir. Kendisi çalışıp kazanmak yerine Karagöz’ü çalıştırıp, onun üzerinden geçinmeyi sever. Her oyunda Karagöz’den birkaç kere dayak yer. Ancak Karagöz’den yine de vazgeçemez ve herzaman kapısına giderek onu aşağıya davet eder. Giyimine yeşil renk hakimdir. Oyuna Türk müziğinin çeşitli şarkıları ile gelir değişik kıyafetlerle, birçok Hacivat’ı oynar: Keçi Hacivat, Çıplak Hacivat, Kadın Hacivat gibi farklı tasvirleri vardır.
GÖLGE OYUNU
Gölge oyunu, geleneksel olarak hayvan derilerinden kesilerek hazırlanmış, insan, hayvan, eşya gibi figürlerin bir ışık kaynağı önünde oynatılarak gölgelerinin gerdirilmiş beyaz perdeye düşürüldüğü gösteri sanatıdır.
Asya’nın zengin gölge oyunu gelenegi, 10. yüzyıldan itibaren Cava’dan ve Hindistan’dan yayılmaya başladı. 16. Yüzyıl’da Mısır’dan Anadolu’ya geldi. Zamanla bu oyuna Türkler kendi yaratıcılıklarını katıp, özgünleştirdiler.
TEKNİĞİ
Oyun 100 x 180 cm’lik bir bez perde üzerine (oyuna göre boyut değişir) aksettirilen gölgelerinin konuşturulmasıdır. Kenarları çiçekli bez perde patiskadandır. Asıl perdeye ayna denir. Perde arkasındaki peş tahtası üzerindeki şem’a ile bu gölgelendirme sağlanır. Tasvirler manda, dana ve deve derisinden yapılır. Saydam deri nevrekanla kesilip kök boyasıyla boyanır. Hareketli yerleri kirişle tutturulur; değnek delikleri açılır. 30-40 cm. olan tasvirleri oynatmak için 60 cm.’lik değnekler kullanılır.