Lot 103
NEDİM GÜNSÜR
1948 - 52 yılları arası Paris’teki soyut ve yarı soyut arayışlardan sonra, 1952 yılında öğretmenlik yapmak üzere Zonguldak Ereğli’sine giden Nedim Günsür’ün tüm sanat anlayışı baştan aşağı değişir. Paris’in renkçi lirik - geometrik denemeleri, yerini acının, direncin, dayanışmanın karanlığına ve haykırışına bırakır. Madenişçilerinin onurlu ama aynı zamanda zorlu yaşamı, Günsür’e toplumsal gerçekçi bir sanat anlayışının yolunu açar. İlerleyen yıllarda dünyadaki tüm zulüm ve haksızlıklara karşı resim düzleminde eleştirebileceği bir kapı aralayan bu anlayışın en keskin örneklerinden birine bakıyoruz. Savaşın katledici gücüne, ölümün çaresizliğine açılıyor bu resim. Kötülük alameti olarak göğü kaplayan kargalar, kurumuş bir ağaca asılı erkek bedeni, vücutları savrulmuş vaziyette toprağa bırakılmış insanlar... Günsür, evrensel bir ölüm ve katledilme sahnesi kuruyor bu karanlık resminde.