Lot 020
ŞEYH HAMDULLAH
1429 – 1520
KIT’A
Ketebeli. Muhakkak ve nesih hatla “Akıl bize rububiyeti idrak için değil kulluk vazifesini yerine getirmek üzere verilmiştir”, “Vücüdün rahatlığı az yemekte, dilin rahatlığı az konuşmakta, ruhun rahatlığı az uyumakta, kalbin rahatlığı da intikam hissinin azlığındadır”,
“Sözün güzeliyle iyi insanlar aldatılabilir. Garib seveni olmayan kimsedir”, “Geçimin selameti çiftçiliktedir”, Cepte bulunan az, bulunmayan çoktan hayırlıdır”,
“Hiç ölmeyecek gibi dünya hayatın için, yarın ölecek gibi ahret hayatın için çalış”, “Siyaset riyanın ışığıdır”, “Ahmak kimseye öğretmek ömrü heba etmektir”, “Devlet ikbale ererse, akıl nefsani arzuları yener; idbare uğrarsa nefsani arzular aklı yener”, “Yağmur duasına çıkmazmısın?”, “Siz kulluğunuzu
yerine getirin; O, Tanrılığını daha iyi bilir” yazılı.
Klâsik tarzda altın muhtelif motiflerle yapılmış tezhibi daha geç döneme ait.
- Müzayede
- Sonbahar 2008 - 1 - Emin Barın Hat Koleksiyonu
- Kategori
- Tablo
- Boyut
- 33,5 x 28 cm.
- Muh. Bedel
- 15.000 TL / $980.400,00
KATALOG NOTLARI
– 1982’de Kültür Bakanlığı Yayınları’nca İstanbul’da yayımlanan ve Uğur Derman tarafından hazırlanan “Türk Hat Sanatının Şaheserleri” kitabı, no.3’te yer almaktadır.
– Yayımlanacak olan “Emin Barın ve Koleksiyonu” kitabında yer alacaktır.
Şeyh Hamdullah, Osmanlı hat san’atının başlangıcı sayılır. Yâkut tarzını nesh ederek kendi tarzını ortaya koymasından bir nesil sonra Osmanlı topraklarında onun üslûbuna tâbi olmayan hattat kalmamıştı. Bu çok güzel muhakkak-nesih kıt’ası, işte kendi tarzını ortaya koymağa başladığı yıllara aittir.
Eserin bir ilginç özelliği de, iyi insan olmak, hayatını doğru yaşamakla ilgili, Aristoteles’ten, Eflâtun’dan Hz. Ali’ye kadar çeşitli kimselerin özdeyişlerini toplamış olmasıdır.
I.C.S.
ŞEYH HAMDULLAH
Amasya’da doğdu. Babası Mustafa Dede Buhara’dan Amasya’ya göç etti. Altı çeşit yazıyı Yâkut Mustâ’sımı’nın öğrencisi Abdullah Sayrafî’den öğrenen Hayreddin Mar’aşî’den ders aldı. Sultan II. Bayezid tahta çıkmadan önce Amasya’da vali idi. Şeyh Hamdullah’ı orada tanıdı. Sultan II. Bayezid’in de yazıya meraklı olması Hamdullah’ın hayatında yeni bir ufuk açtı. Sultan II. Bayezid Şeyh Hamdullah’tan yazı dersi ve icazet aldı. Bayezid tahta çıktıktan sonra Hamdullah’ı İstanbul’a davet etti. Ona Topkapı Sarayı’nda Harem-i Hümayun’da bir meşk odası verdi. Okmeydanı Okçular Tekkesi’nin şeyhi idi. “Şeyh” ünvanı da oradan gelmektedir. Sultan, incelemesi için ona Yakut’un yazılarından yedi levha verdi. Hamdullah kırk gün kırk gece, hiç dışarı çıkmamak şartıyla levhalardaki yazıları tetkik etti. Sonunda Yakut yazısına öyle bir hava verdi ki görenler hayran kaldı. Topladığı bu hayranlık Hamdullah’ın şevkini arttırdı. Sultan’ın kendisine olan hayranlığı ulema takımının Hamdullah’ı kıskanmasına sebep oldu. Yavuz Sultan Selim tahta geçince Hamdullah’ın yıldızı sönük bir hal aldı. Şeyh bu devrede Alemdağ’ın da küçük bir kulübeye çekilerek günlerini ibadetle geçirmeye başladı. Kanunî tahta çıktığında Yavuz’dan görmediği itibarı ona göstermeyi düşünerek onu huzuruna davet etti. Kendisinden Kur’an-ı Kerim yazmasını istedi. 47 Kur’an yazan Şeyh’in Enam, Evrad, Cüz olarak yazdıkları bini geçti. Çok sayıda kıt’a ve murakka yazdı. Bayezid Câmi’nin mihrabında, orta kapısında, Davut Paşa, Firûz Ağa ve Edirne’deki Bayezid Cami’nin kapılarında bulunan kitabeler ona aittir. Eserleri, Topkapı Sarayı Müzesi ve diğer müzelerde yer almaktadır.