KATALOG NOTLARI
Bu resim, bütünlüğün içerisindeki kutsal sesi ve mimarlık sanatındaki yaratıcılığı resim sanatının imge kurma gücüyle harmanlıyor.
Bizans’ın mimarlık tarihine armağan ettiği, Osmanlı’nın mistik bir mekân olarak saygı duruşunda bulunduğu Ayasofya’nın, gediklisi Şekvet Dağ’dan perspektif ve kompozisyon dersi veren bir şaheser. Kutsal bir mekânın geometrisini, duvarlarına, mozaiklerine sinen ruhanî atmosferi kendine özgü tarzıyla anıtlaştıran sanatçı, her seferinde tekrar ve tekrar dönülüp bakılacak incelikte bir sanat anlayışına sahip. Farkında olduğu geçmiş ve bilmediği geleceğin, daimi sembolü olacağını düşündüğü bu kutsal mekânı, her santimetrekaresiyle yeniden imgeleştiriyor Şevket Dağ. Kristal avizeler, Anadolu’nun farklı yörelerinden getirilen halılar, resmin derinliğinde beliren duvar resimleriyle bu tarihî mekânın bütüncül olarak tüm güzelliğini kayda alıyor bu büyük usta.
Şevket Dağ
1897 yılında Sanayî-i Nefîse Mektebi’nden, Osman Hamdi Bey ve Alexandre Vallaury’nin öğrencisi olarak mezun olan Şevket Dağ, 1908-1925 yılları arasında Mekteb-i Sultanî de resim dersleri verdi, Galatasaray Lisesi’nde ressam Fikret Muallâ’nın hocası oldu. Ayrıca Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin kuruluş çalışmalarına katıldı. 1919 yılında arkadaşları İbrahim Çallı ve Hikmet Onat’la birlikte Türk Ressamlar Cemiyeti’ni kurdu.
İç mekân resim türüyle kapsamlı olarak uğraşan ilk sanatçı olan Şevket Dağ, 1902 ve 1903 yıllarında İstanbul Salonları’nda eserlerini sergiledi. 1916 yılından itibaren ise her yıl düzenlenen “Galatasaray Sergileri” ile 1939 yılında gerçekleşen ilk “Devlet Resim Heykel Sergisi”ne katıldı.